19 Kasım 2007 Pazartesi

İNSANLARIN BUYRUĞUNA VERİLEN YILDIZLAR

Allahu Zülcelal yıldızların yaradılışını anlatırken ; yıldızları insanlar için yarattığını açıkça beyan etmektedir. Zahiri anlamında; yıldızların aydınlatıcı ve kozmolojiye bakan cephesiyle insanların yönlerini bulmalarına yardımcı oldukları ifade edilmekle beraber, yıldız ilmine de işaret edilmektedir.

Yıldızlardan istifade edilerek amacına uygun kullanıldığında insanlığa nasıl bir yol gösterici olabileceği üzerinde tefekkür etmek gerekiyor. Ancak, bu tefekkürün yıldızları yaratanın da Allah olduğu bilgisiyle yapılması gerektiği önemle vurgulanıyor. ‘O, sayelerinde, kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır. Bilen bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık.’(En’am/97)

Bir diğer ayeti kerimede ay, güneş ve yıldızların da O’nun buyruğunda olduğu ifade edilerek, yaratma ve emretme yetkisinin sadece ve sadece Allah’ta olduğu bir kez daha hatırlatılıyor.

Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan ve Arş'a kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah'tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O'na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın şanı yücedir.’ (A’raf/54)

Nahl suresinde güneş ve ayın tüm insanlığın hizmetine verildiği ve akleden toplumlar için büyük ibretler olduğundan bahsedilmektedir. İşte ibret almak ve anlamak için bizlere bir fırsat daha.

O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır.’ (Nahl/12)

Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar. (Nahl/16)

Yıldızlarla yollarını bulurlar ifadesi yine karşımıza çıkıyor. Yol gösterici olan yıldızlar… Tüm mevcudadın (yıldızlar da dahil) Allah’a secde ettikleri ve kulluklarını yerine getirdikleri anlaşılmaktadır.
Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş ay, yıldızlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde etmektedir. Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi alçaltırsa ona saygınlık kazandıracak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz, Allah dilediğini yapar.’ (Hac/18)
Peki bu kulluk nasıl yerine getirilmektedir? Tasavvuf alimlerinin eserlerinden; yıldız ilmi adı verilen ilim aracılığıyla kendilerine verilen görevleri melek denilen Allah’ın kudret eliyle tüm evren üzerinde mecbur ve sorumlu bir şekilde yerine getirmektedirler.

İbrahim Peygamber (AS) yıldızlara bakar ve ben hastayım der.

İbrahim yıldızlara baktı ve "Ben hastayım" dedi. (Saffat/89)

Yıldızların hallerinden ayrı ayrı bahsedilir Kuran-ı Kerimde; yıldızlar batar, yıldızların ışığı söndürülür, bulanıp sönerler, ışığıyla karanlığı deler. Çoğu da kıyamete ilişkin işaretler olarak ifade edilir.

Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı. (Necm/2)
yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir- (Vakı’a/76)
yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman, (Mürselat/8)
yıldızlar, bulanıp söndüğü zaman, (Tekvir/2)
yıldızlar saçıldığı zaman, (İnfitar/2)

Yalkın Tuncay